İngilizcenin Matematiğini Öğrenin!
İngilizcenin matematiksel bir işleyişi vardır. Ancak, öğretenler dahil çoğu kişi bunun farkında bile değildir.
Tam da bu nedenle, Matematiksel İngilizce, Türkçe konuşanlar için özel olarak geliştirilmiş, dilin arka planındaki bu görünmeyen gizli algoritmayı görünür kılan bir dil kodlama yöntemidir.
İngilizce, iki temel prensip üzerine kurulu eklemeli bir dildir:
İlk adım,
İngilizcede toplam 10 adet mastar vardır. İlk adım olarak, bu mastarları 0 ile 9 arasında sabit ve değişmez bir rakamla kimlendiriyoruz.
R = Mastar = [R0, R1, R2, R3, R4, R5, R6, R7, R8, R9] = R [...]i
Bu neden önemlidir?
Çünkü maslarlar hem yüklem oluşturma aşamasında, hem de
sök-tak modellemelerde kullanılan, olmazsa olmaz yapı elemanlarıdır.
Bunları rakamlayarak, kodlamaya hangi mastarı kullandığımı bildiririz. Bunları mastarların barkodu olarak düşünün.
İkinci adım,
cümlenin kalbi olan yüklemin oluşturulmasıdır. Az evvel rakamsal kimliklendiğimiz mastarlar, zamanlarla
tıpkı matematikteki çarpım tablosuna benzer bir zihniyetle çarpılır. Bu işi "yüklem motoru" adını verdiğimiz çok özel bir aparat yapar.
Bunu bir kere öğrenir, hayat boyu unutmazsınız. İçinizde çarpım tablosunu bilmeyen ya da unutan var mı?
Üçüncü adımda,
yükleme, LEGO oyunu gibi sök-tak modüller eklenir.
İngilizcede farklı kullanıma sahip 8 ayrı modül vardır.
Ve bu modüllerin her birinde bir mastar yani, rakam bulunmak zorundadır.
Bu modüllerin bir veya bir kaçı yükleme eklenerek cümlede anlam derinleştirmesi yapılır.
Hayal edin:
LEGO oyununda bir parça, üzerine modül eklendikçe nasıl büyür ve gelişirse, İngilizcede cümleler de aynı şekilde katman katman inşa edilir.
Unutmayın!
Her modülün farklı bir işlevi ve kullanım alanı vardır. İleri düzey cümle uygulamalarında birden çok modül tek cümlede yer alabilir.
Örneğin,
"Onu sevdiğimi, |
söyledikten sonra, |
ağlayarak, |
elime dokunmaya |
çalıştı"
dizilimi tamamen bu sök-tak modüllerden oluşmuştur.
Yukarıdaki örnekte,
yükleme; iskelet, fiilimsi, zamansal cümle ve isimsel cümle modülleri eklenmiştir.
Çalıştı
+ elime dokunmaya
+ ağlayarak
+ söyledikten sonra
+ onu sevdiğimi
She tried
to touch my hand,
crying
after I said
I loved her.
Elbetteki, kodlama dilini ve ders içeriğini burada açıkça vermemiz söz konusu değildir.